Zihniniz geçmişin kıvrımlarında dolanmaktan yorulmadı mı?
Yaptıklarınızı, yapamadıklarınızı, söylediklerinizi her gün yeniden önünüze sıralayıp pişmanlık
duygusu yaşamaktan… Kendinizi eksik, suçlu hissetmekten yorulmadınız mı?
Oysa geçmiş bitti, gitti değiştiremezsiniz. Yaşadığınız her şeyi ve herkesi selamlayın son bir kez, size
öğrettiği şeyler için teşekkür edin. Geleceğiniz için de endişe etmeyin. Yarınların ne getireceğini
bilmiyoruz. Gelecek hesapları bitmek bilmiyor ve durmadan
‘’ dırdır ‘’ ederek bugünümüzü yiyor.
‘’ Depresyondaysanız, geçmişte yaşıyorsunuz ama eğer huzurluysanız, şu anda yaşıyorsunuz ‘’ diyor
Lau Tzu.
Farkındalıklarımızı arttırarak hem geçmişle, hem de geleceğimizle barışabiliriz.
Geçmiş, yaşandı ve bitti. Gelecek henüz yok. Şimdi var ve şimdi, şu anda her şey mümkün.
Bütün semavi dinlerde, kadim toplulukların öğretilerinde zaman
kavramından bahsedilir.
Arifler ‘’ tasavvuf, zamanın ilmini bilmektir ‘’ derler.
Sufiler ‘’ Dem bu demdir bu dem ‘’ derken andan bahseder.
An, bu andır. Başka an yoktur.
Robert Frager da “Kalp Nefs ve Ruh – Sufi psikolojisinde gelişim, denge ve uyum’’ adlı kitabında anda kalmaktan bahsediyor sıklıkla
‘’ Birini dinlerken kendinizi tamamıyla o dinlemeye verin, anda kalın’’ diyor.
Ama en delici cümle bundan sonra geliyor. “ Eğer karşınızdakini dinleyemezsiniz Allah’ı nasıl dinleyeceksin?”
Anda kalmak; Bize sunulan bütün nimetlerin farkına varmak demektir.
Anda kalmak; Geçmişin keşkelerinden ve geleceğin vesvesesinden sıyrılmak demektir
Anda kalmak; Aldığımız nefese, içtiğimiz çayın buruk tadına, kokladığımız bir çiçeğin güzelliğine, bir çocuğun gülümsemesine, bir dost selamına şükretmek demektir.
Anda kalmak ; “ Bir “ lik yolunda olmak demektir. Telaşsız, sevgiyle ve şükürle geleni kabul etmektir.
Hayat anlardan ibarettir. Siz o anları nasıl doldurursanız, öyle olur. Hayata rağmen değil, hayatla birlikte akabilmek umuduyla.
En güzele… Sevgiyle…
Fazilet BADAN