Rusya ve Ukrayna arasında 2008’den itibaren devam eden ABD’de ve AB ülkelerinin körüklediği gerilim sonunda ne yazık ki çatışmaya dönüştü.
Şimdi herkesin kafasında şu soru; Bu savaş neden çıktı?
İlk olarak bu savaşın kökeni ve tarihi hakkında bilgi verelim.
1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasını müteakip Ukrayna bağımsızlığını ilan etmiş ve 2008 yılına kadar kendi sorunlarıyla ilgilenmiş, Ukrayna’nın gelişmesi ve güçlenmesi konularında çaba sarf edilmiştir. Hatta sarf edilen bu çaba, komşu ülke Rusya ile bir müttefiklik anlayışıyla gerçekleştirilmiştir.
2008 yılında Bükreş’te gerçekleştirilen NATO zirvesinde NATO’nun genişleme kararı alınmış, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya dahil olabilecekleri kararlaştırılmıştır. Tabii ki bu karar doğal olarak Rusya’yı rahatsız etmiş ve bir tehdit olarak algılamıştır. Bu sebeple; 2008’de Gürcistan Rusya savaşı patlak vermiş ve Gürcistan’ın tarafsız kalacağına ve Nato’ya girmeyeceği sözü alınarak savaş sona erdirilmiştir. Rusya Gürcistan savaşı ABD ve AB ülkelerine NATO’nun genişleme konusunda Ukrayna ve Gürcistan’la flört etmemeleri için bir ikazdı ayrıca Ukrayna’ya da bir gözdağıydı.
Ne yazık ki ABD ve AB ülkeleri Rusya’nın bu ikazlarını ciddiye almadılar. Ukrayna’ya çeşitli taahhütler vererek cesaretlendirdiler. 22 Şubat 2014’de Ukrayna’da Turuncu devrim diye adlandırdıkları bir olayla Rus yanlısı lider devrildi yerine ABD ve AB yanlısı bir lider getirildi. Bu olay karşısında Rusya Kırımı ilhak ettiğini açıkladı. Bu olayın gerçek sebebi Kırım’da bulunan Sivastopol gibi çok önemli bir limanın ileride NATO deniz üssüne dönüşmesine izin vermeme isteğidir. Daha sonra Rusya Doğu Ukrayna’da patlak veren iç karışıklıktan faydalanarak DONBASS bölgesindeki rus yanlısı muhalifleri destekleyerek, bu bölgenin özerkliğini tanıdı. Bu gelişmelerden sonra Rusya Ukrayna arasındaki ikili ilişkiler inişli çıkışlı seyir takip ederek 2021 yılının sonbahar aylarına kadar geldi. Bu aylardan sonra kriz tekrardan ön plana çıkmaya başladı. 2022 ‘nin başlarında tam anlamıyla kriz haline geldi.
Burada sormamız gereken soru şu olmalı; Ne oldu da hafifleyen sorun bir anda tekrardan kriz haline dönüştü?
Cevap ise ABD ve AB ülkelerinin Ukrayna’yı Bilfiil NATO’nun bir üyesi haline getirme ve Ukrayna’yı silahlandırma çabalarıdır. Bu da doğal olarak tekrardan Rusya’yı rahatsız etti ve bunu tehdit olarak algıladı. Anında bu tehditi ciddiye alıyoruz mesajını ABD ve AB ülkelerine iletti, gerekirse askeri güç kullanarak bu tehditi bertaraf ederiz dedi.
Buna karşı ABD ve AB ülkeleri verilen silahların savunma silahları olduğunu söylediler ve Ukrayna’yı silahlandırmaya devam ettiler.
Burada bir açıklama yapmak istiyorum. Savunma silahı, saldırı silahı diye kendine özgü bir ayrım yoktur. Silah silahtır.
Ukrayna’nın NATO’nun bir parçası olma isteği bile Rusya açısından varlığına yapılmış bir tehdit olmuştur. Şüphesiz bu Rusya’yı korkutmuş ve tedirgin etmiştir. Bu konudaki ısrarların devam etmesi halinde Ukrayna’ya müdahale edeceğini bildirmiş ve sonunda Ukrayna’ya müdahale etmiştir. Çünkü arka bahçesinde kuvvetli bir düşman istememektedir.
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin hem bölgesel hem de küresel önemli etkilerinin olması kuvvetle muhtemeldir. Çok kutuplu bir dünya sistemi yerine ABD ve AB ülkelerinin karşısında zaman zaman Rusya’nın çoğunlukla da Çin’in olacağı 2,5(ikibuçuk) kutuplu yeni bir sistem oluşmaya başlamıştır.
Bu saatten sonra Ukrayna’nın daha fazla yıpranmadan daimi tarafsız ülke olmayı kabul etmesi ve herhangi bir ittifaka katılma hedeflerinden tümden vazgeçerek Batı ve Yeni Doğu arasında tampon bir bölge olarak kalması bence daha uygun gözükmektedir.
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin tüm Dünya’ya ve bölgeye olduğu gibi Türkiye’ye de olumlu, olumsuz önemli etkileri olması muhtemeldir. En önemli sonuç; Doğal gaz ve enerji kaynakları açısından tek bir aktöre bağımlı olmanın ağır neticeleri olduğudur.
Bu anlamda; kaynakların çeşitlendirilmesi ve başta yenilenebilir enerji olmak üzere yeni kaynaklara yönelmenin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Eski bir atasözünü değiştirerek yazımı sonlandırmak istiyorum.
ENERJİYİ BULAN DÜDÜĞÜ ÇALAR.
Kalın sağlıcakla. Saygılarımla.
Mustafa Yaşar ARSLANHAN (E) Tuğgeneral