Memleketimizin her ilinden her mekanından “hak” “hukuk” “grev” “hayat pahalılığa” “geçim derdi” sesleri yükseliyor. Isparta hariç…
8 Şubat 2022’de hastanelere gidenler için şaşırtıcı bir durum vardı. Doktorlar, hemşireler, ebeler, sağlık emekçileri g(ö)revdeydi. Hem de hayat pahalılığından şikayet ediyor, kapsamı sadece doktorları kapsayan zamları eleştiriyorlardı. Nasıl olurdu? Kalburüstü bildiğimiz, beyaz önlüklüler de mi geçinemiyordu? Randevusu olanları şaşırtan sadece bu olmasa gerek…
Yıllarca ülkenin uçuruma sürüklendiği, alınan kararların çıkmaza soktuğu söylenip duruldu. Evet tam manasıyla “duruldu”. Gezi eylemlerinden bildiğimiz “duran adamlar” değildi, duranlar. Sorumlulardı, siyasi parti temsilcileriydi, kabul görmüş muhalif çevrelerdi… İktidarın kendini yiyip bitirmesi, iç çekişmesinin sonuç vermesi beklenildi. Anayasa çiğnendiğinde ses çıkmadı. Seçim sloganları “Hak, Hukuk, Adalet” olanlar, kitlelerin gereksinimi için değil, milletvekillerinin hukuksuzca alı konulması adına “Adalet” yürüyüşü yaptılar. Kitleleri de arkasından sürüklediler elbet. Demokrasinin gelişmesi için “ödünç milletvekili” bile verdiler. (Kim bilir bir gün ulusal egemenliğin devredilmesi yönünden makaleler yazılır belki, siyasi taktik hamlelerden başlarını kaldırabilirlerse…) Talanın ve vurgunun beşlendiği anlarda bile birkaç belge açıklamakla yetinenler şimdilerde videolu sert sözler ediyorlar. Gözden kaçmasın, külhanbeyleri kan banyosunu yapınca üstlerine sinmiş vahşetten tiksinmiş olacak ki “ak” “pak” “süslü” açıklamalar yaptılar…
Şimdilerde demokrasi cephesi bir hayli genişlemiş durumda. Fanatizm sosuna bulanmış sosyal demokrasi! “İktidarla küstüm ne yapsam?” diyenlerin yeni partisi hatta partileri var. Mavisi, yeşili, sarısı ve kırmızının her tonu. Mora çalanı ise türlü çekişmelerle dolu. Bir kapatalım bir kapatmayalım. Ee demokrasinin ve siyasetin “kilit” partisi ne de olsa… Marjinal solu da alalım dindar kesimi de kapsayalım. Sonunda gericilik tartışmasında patlayanlar, bir kere halkın televizyonuna çıktılar mı aklanırlar… Hiç mi hiç dertlenmeyin büyüklerim (!), bakan değiştirir gibi koltuk sayısını değiştirirsiniz. Olmadı birkaç bakanlığı “böler” -işinin ehli tanıdıklarınız vardır, eminim- yeni koltuk türetirsiniz. Yetmedi mi “yerel yönetimleri güçlendirir”, göçmenleri entegrasyon için AB’den fon alırsınız. Bir de sevdiğiniz kanallarda röportaj yaptırdınız mı, değmeyin keyfinize…
İhaleye fesat mı karışmış, bakanla görüşün! Gazeteci otelde mi kalmış, canlı yayına çıkartın! Elektrik faturası çok mu geliyor, gaz lambası yakın! Aç mısınız, porsiyonları küçültün!
Pembe bir isyan büyüyor memleketimde! Sakin olun..! Görmezden gelin, duymayın, seçime yarar mı diye hesaplayın! Üçlenmişse adaylık ne adaylığı yahu grev, grev, grev tartışmaya açın! Sendikalar cenneti yurdumda, kitlenin eylemliğini kuruma yamayın! Meclise yürüyorsa öğretmenlik kanunu, polis koyun! Sağlık emekçilerleri konuşuyorsa, narkoz verin! Eylemdeyse halk, kırmızı sarı sloganları iliştirin araya! Açıklama yapın, kutlama yapın, nöbet tutun! İl örgütleri ile deva bulunur elbet… Yetmez ama evet, rt yapın rt yapın rt yapın!
Ha bitti ha bitecek! Geçti elbet geçecek! Yıkıldı, yıkılacak, çöktü çökecek! Enkazından kaçın!
Arda ÇELİK
