Son dönemlerde çizgi filmlerdeki bilinçaltı kuşatması, dizilerle, reklamlarla ve daha başka izlencelerle gençleri ve yetişkinleri de hedefe koymuştur. Dizi karakterleri de gencecik yaşta lüks arabalara binmekte, bol paralar harcamakta, ama ne iş yaptıkları ve paranın nerden kazanıldığı bilinmemektedir. Bunların, Türk aile kurumunu yok etmeyi hedefleyen Kültürel Haçlı Seferi’nin en sinsi ve etkili silâhları olduğu bilinmelidir. Sosyal medyaya bile yansıyacak kadar halkı rahatsız eden TV dizilerinin bazılarının konularına ve hedeflediği yaşam tarzına kısaca
bakıldığında bile, bunun ne denli büyük bir tehdit olduğu anlaşılır. Elbette ki, anlamak isteyen için. Örneğin;
Aşk-ı Memnu; Amcasının karısıyla yasak aşk yaşayan bir genç.
Kadın; Ablasının kocasını baştan çıkarmaya çalışan bir kız kardeş.
Ufak Tefek Cinayetler; 4 kadının kocalarını aldatmaları ve entrikaları
Fazilet Hanım ve Kızları; Entrikacı bir anne, sevgilisinden hamile kalan bir kız, katil bir koca.
Çukur; Uyuşturucu tüccarları, gayrimeşru ilişkiden doğan çocukların intikamı.
Yuvamdaki Düşman; Kocası öldürülen bir kadının, başkasının kocasını ayartmaya çalışması.
Sen Anlat Karadeniz; Zorla evlendirilen, kocasının tecavüz ve işkencelerinden kaçan bir kadın.
Diziler olayın sadece bir yönü. Gelin kaynana ya da yemek izlencelerinden tutun, reklamlara, spor yayınlarına kadar her alanda Türk toplumunun kültürüne karşı, içerdeki işbirlikçilerle birlikte, büyük bir Kültürel Haçlı Seferi yürütülmektedir. Bu saldırının yarattığı toplumsal yıkımının boyutları da her geçen gün büyümektedir.
İstanbul’da Her Yıl 91 Bin Kız Çocuğu Anne Oluyor
Prof. Dr. Esin Küntay’ın sadece İstanbul’da yaptığı araştırma, Türk aile yapısının çöküş içinde olduğunu ortaya koymuştur. İstanbul’da 18 yaş altındaki yüzlerce çocuk, seks işçisi olarak çalışmaktadır. Ensest, şiddet, aşırı baskı nedeniyle evden uzaklaşan çocuklar, arka sokaklarda bedenlerini parayla ya da uyuşturucuyla takas ediyorlar. Kayıtlara girmeyenler hariç, sadece İstanbul’da her yıl, cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 1.095. Ve yine sadece İstanbul’da her yıl 91 bin kız çocuğu anne oluyor.
Amerika’da da kızların %87’si çocuk yaşta hamile kalıyor.
Türkiye’de Evlenmeler Azalıyor, Boşanmalar Artıyor
Batı’dan ithal edilen kültürün yarattığı yıkımın bir boyutu da, evliliklerin azalması, boşanmaların artmasıdır. Batı’dan ithaldir, çünkü bu sorun daha önce Avrupa’da yaşandığı ve yaşanmakta olduğu için, İsviçreli yazar Denis de Rougemont, soruna dikkat çekerek, ‘Boşanma sayısının evlenme sayısına eşit hale geldiği hiçbir toplum yaşayamaz’ demiştir. Örneğin, 1970 yılında yapılan bir araştırmaya göre Fransa’da evliliklerin %9’u boşanmayla sonuçlanmaktadır. Bu oran İngiltere’de %11, İsveç’te %14, Amerika’da ise %25’tir.
Nitekim Türkiye’de de boşanma oranları Batı’daki gibi artmaya başlamıştır. TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, Türkiye’de 2018 yılındaki evlilikler, 2017’ye oranla %2.9 azalırken, boşanmalar %10.9 artmıştır.
Türkiye’de 2004 yılında, AB istedi diye, zinanın suç olmaktan çıkarılması da, toplumun temel taşı olan aile kurumuna indirilen ölümcül bir darbedir..
Bugün Batılı bir pop şarkıcısını izlemek için konser salonunun kapısında yatıp sabahlayan ve onların soy kütüğünü ezberleyen, ama bırakın bir Hint, Çin, Rus, Arap, Kazak, Kırgız vb sanatçısını, bir tek Türk Halk ya da Sanat Müziği sanatçısının adını bilmeyen gençlerimiz, işte bu ithal kültürün yarattığı yozlaşmaların ürünleridirler. Yıllar önce, ’30 yıl sonra Türkiye Küçük Amerika olacaktır’ diyen yöneticilerimizin hedefi bu muydu acaba?
Fuat DUYMAZ
Kimliğini Kaybeden Türkiye–Kamer Yayınları–sf 195, 196, 197