ANADİLDE EĞİTİM BOP’UN AYRINTISIDIR

0
416

    Bugün dünya üzerinde belli başlı 6 170 dil konuşulmaktadır. Oysa bunların sadece 160’ı resmi ulusal dil olarak kullanılmaktadır. BM’nin resmen kabul ettiği devlet sayısı ise, 200’e yakındır. Dilbilimciler, 25–30 kişilik kabilelerin konuştuğu birkaç yüz sözcükten oluşan 30 bin dilden söz etmektedirler.

  Bugünkü dünyada, her ülkede birden fazla anadil konuşulmaktadır. Örneğin, Endonezya’da 600, Nijerya’da 350, Brezilya’da 170 anadil bulunmaktadır. Yeni Gine’de konuşulan anadil sayısı ise 800’dür. Ancak bunların her biri ortalama olarak 1.000 kişilik toplulukların konuştuğu dillerdir.

 Şimdi bu dillerle, ekmek ver, su getir, pencereyi aç, kapıyı kapat… gibi basit cümleler kurulabilir ve bu küçük toplulukların günlük ihtiyaçları karşılanabilir, ancak tıp, felsefe, hukuk, sanat, din, matematik gibi konular anlatılamaz ki, bunun anlamı da bu dillerle eğitim verilemez demektir. İşte Kürtçe de böyle bir günlük konuşma dilidir. Bundan dolayıdır ki, binlerce dilin konuşulduğu dünyada eğitim verilen dil sayısı sadece 120’dir.

 Eğer bir dil, zengin bir alt yapıya sahip değilse, o dili, Batı başkentlerinin toplum mühendisliği laboratuarlarında eğitim dili haline getirmek mümkün değildir. 

   Bugün Türkiye’de Kürtçenin ‘Anadilde Eğitim’ tartışmalarına konu edilmesi teknik ve toplumsal dayanaktan yoksun, tamamen siyasi amaçlı projelerin hayata geçirilmesi çabasıdır. Aslında Kürt kökenli bilim adamlarının ve yazarlarının büyük çoğunluğu da Kürtçenin eğitim için yeterli olmadığını bildikleri halde, siyasi baskılardan dolayı bu gerçeği dile getirememektedirler.   

 Türkiye’de dil konusunda, Avrupa’dakinden bile daha fazla özgürlük verilmesine karşın,’Anadilde Eğitim’i dile getirenlerin istemleri bitmemiştir. Bu noktada şunu belirtmeden de geçmeyelim, Türkiye’de ‘Anadilde Eğitim’ istemini dile getirenler bir kısım bölücü siyasetçi ve mandacı entel dantel aydınlardır. Çünkü Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli yurttaşların böyle bir istemi yoktur. 2000 yılından sonra Diyarbakır’da açılan Kürtçe dil kursları talep olmadığı için kendiliğinden kapanmıştır.   

    Geçtiğimiz yıllarda, terör örgütü militanları, Şırnak’ta durdurdukları bir aracı, sürücüsü Kürtçe bilmediği için ateşe vermişlerdi. Dünyanın neresinde bu şekilde bir demokratik hak ve özgürlük istemi vardır?

 Türkiye’ye ‘Anadilde Eğitim’ dayatmasında bulunan ABD ve Avrupa devletleri kendi ülkelerinde böyle eylemleri kabul ederler mi? Asla. Batılı devletler bırakın kendi ülkelerindeki azınlıklara dil özgürlükleri vermeyi, işgal ettikleri ülkelerin bile dillerini ve kültürlerini yok etmektedirler. Örneğin bugün Afrika’daki 53 devletten sadece 7 tanesi kendi ulusal dilini resmi dil olarak kullanabilmektedir.

 Bugünkü dünyada, İngilizcenin 54 ülkede, Fransızcanın ise 29 ülkede resmi dil olması, Avrupalıların dil ırkçılığının kanıtıdır.

 Fransa 12.yüzyılda İngiltere’yle yaptığı savaşlarda üstünlük kurunca, 14.yüzyıla kadar Fransızcayı İngiltere’de resmi dil yapmıştır. 

 Yine Fransızlar Cezayir’i işgal altında tuttukları 50 yılda, eğitim dilini Fransızca yapmışlardır.

 Daha da ilginci Atatürk’ün hayatını ortaya koyarak Türkiye topraklarına kattığı Hatay’da da eğitim dili Fransızca yapılmıştı  

    Bu konudaki asıl gerçek şudur; ‘Anadilde Eğitim’ istemi Türkiye’deki bölücü politikacı ve aydınlardan önce, Batı emperyalizminin Türkiye’ye ve bölgeye yönelik

projelerinin bir ayrıntısıdır ve bunu gündemde tutanlar da bu projenin

temsilcileridirler. Türkiye’deki ‘Anadilde Eğitim’ istemlerini demokratik hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirmek son derece yanlış ve kasıtlıdır. Çünkü eğer öyle olsaydı, hakların verilmesinden sonra istemlerin bitmesi gerekirdi. Oysa istekler yerine getirildikçe daha kabul edilmez istekler gündeme getirilmektedir.

 Fuat DUYMAZ

Kaynak:Dil Giderse Ne Devlet Kalır Ne Millet– Kamer Yayınları 2.Baskı– sf 167