Üç Nesimi’den Âşık Nesimi Çimen-2

0
565

Kavacık’taki evle ilgili esas anılarım ise, Güneş ve Milliyet gazetelerinde çalıştığım 1980 sonrasına ait… Değişen siyasi koşullara bağlı olarak eve gelen öğrenciler, sosyalist yazarlar yerlerini halk ozanı ve sanatçılara bırakmıştı. Gece sabahlara dek süren sazlı/sözlü muhabbetlerin en önemli konukları Arif Sağ, Yavuz Top, Belkıs Akkale, Edip Akbayram, İzzet Altınmeşe ve Binali Selman’dı. O gecelerin en ilgimi çeken konuğu ise Kavacık Camii’nde ara sıra imamlık da yapan, koyu dindar bir Karadenizli olan Kasap İdris’ti. Kasap İdris, teyzemlerin kapı komşusuydu. Âşık Nesimi ile birbirlerine en olmadık şakalar yaparlar, ancak yedikleri, içtikleri ayrı gitmezdi. Teyzem, Kasap İdris’in çocuklarını kendi öz çocukları gibi sever, Mazlum’dan ayrı tutmazdı. Sivas katliamında, Kasap İdris gibi gerçekten inanmış Müslümanların bir sorumluluklarının olmadığına inanıyorum…

Hiçbir ekonomik geliri olmayan Âşık Nesimi, 12 Eylül’den sonra, curasıyla da ekmek parası kazanamaz hale geldi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle Kavacık’taki ev satıldı. Çengelköy sırtlarındaki bir eve kiracı olarak taşındılar. İstanbul’da görev yaptığım bekarlık yıllarımda, çoğu zaman Çengelköy’deki bu evde, yanlarında kalırdım.. Teyzeme fazla yük olmamak için, zaman zaman diğer akrabalarıma da giderdim. Ancak, araya daha bir, iki gün girmeden teyzem beni gittiğim yerden telefonla arar, bulur, sitem ederdi: “Kaç gündür neden gelmedin, nerelerdesin sen oğlum? Teyze anne yarısıdır, senden başka kimsemin olmadığını bilmiyor musun? Akşama eve bekliyorum!. Bir dakika dur, Nesimi de seninle konuşacak” derdi. Nesimi Baba, o anda çalıp söylediği parçanın melodisini mırıldanarak telefonu alır, “İmanım, nerelerdesin? Akşama balık ziyafeti var. Rakı da aldım. Gelirken Çengelköy’den marul, roka ve limon al! Gül Ali, Şıh Hasan, Ali Hadi’ler de gelecekler. Akşama bir yerde kalma, eve erken gel!..”**

Âşık Nesimi doğu coğrafyasının yüreğinde derin izler bırakan Nesimilerin üçüncüsü: Büyük şair, düşünceleri uğruna derisi yüzülen, “bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam/cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam” diyen Seyyid İmameddin Nesimi, “bir acayip derde düştüm herkes gider kârına/bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına/zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına/rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem” diyen Kul Nesimi ve “didelerim nemli kan ağlar gözüm ruhum yara aldı, sızlıyor özüm/bu halımdan vakıf tek cura sazım/bedenimde değil, ruhumda sızı” diyen Nesimi Çimen. Çimen daha sonra Fatmakuyu’dan Kayseri’nin Sarız İlçesi İncemağara köyüne göç eder. Burada ağanın yanında marabalık yapar. Ağanın kızı Dilber’le bu köyden Elbistan’ın Sevdilli köyüne kaçarlar. Nesimi’nin oğlu Mazlum Çimen burada doğar. sonraki durakları Kadirli’dir. Yaşar Kemal’in memleketi… Mazlum Çimen’e tekrar kulak verelim: “Yaşar Kemal babamın Kadirli’den arkadaşı. Bizi İstanbul’a getiren de Yaşar Kemal. Önce babam geliyor, Yaşar Kemal bir fabrikaya işçi olarak işe sokuyor Nesimi’yi. Fabrikada başlayan greve babam da katılıyor ve işten atılıyor. O zaman Almanya’ya gitmeye çalışıyor ama bronşit olduğu için gidemiyor. Parası yok, kalacak yeri yok; Yaşar Kemal’i bulmaya Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) gidiyor. Yaşar Kemal orada değil ama, o zamanlar genç bir avukat olan Ali Yaşar’la tanışıyor. Ali Abi o zaman TİP’in Gençlik Kolları Başkanı, babama “Burada kalabilirsin” diyor. Babam böylece TİP binasında kalmaya başlıyor. Sonra bir gecekondu tutup bizi de getiriyor İstanbul’a. Önce Gaziosmanpaşa, sonra Kavacık’ta oturuyoruz.

– Gecekonduda nasıl bir hayat var?

TİP bağlantısı nedeniyle babam müthiş bir çevre yapıyor. Nasıl olduğunu biz de çözemedik ama bir anda evimizin misafirleri, babamın dostları Harun Karadeniz’ler, Behice Boran’lar, Mehmet Ali Aybar’lar, Sadun Aren’ler, İdris Küçükömer’ler oluyor…

– Türkiye solunun en önemli isimleri…

Evet; babam sonra entelektüel yazar-çizer grupla tanışınca daha farklı bir gelişim yaşanıyor. Kalaycı Nesimi Çimen’in Yaşar Kemal dışındaki arkadaşları Fakir Baykurt’lar, Abidin Dino’lar, İlhan Selçuk’lar, Yılmaz Güney’ler oluyor. Hatta çoğu evimizde kalıyor. 68 kuşağının önde gelen bütün isimleri benim amcam, ağabeyimdi. Nesimi Çimen de o dönemin simge isimlerinden oluyor.”***

Anadolu’nun önemli söz üstatlarından Nesimi Çimen bu coğrafyanın bütün zorluklarını, imkânsızlıklarını iliklerine kadar yaşamış biri. Hayatı sürekli göç etmek… Kalaycılık, marabalık, fabrika işçiliği, Paris’te beş parasız kaldırıma oturup cura çalarak üç beş kuruş kazanma mücadelesi, İsveç’te üç yıl yaşam, İstanbul  Zeytinburnu’nda bir gecekondu. Maddi anlamda zor bir yaşamı olan Nesimi’nin çok zengin bir kültür dünyası var.

Nesimi’nin yazdığı, okuduğu, derlediği, kaynak kişisi olduğu hazineden bazıları: “Nesimiyem vay başıma/Kanlar karıştı yaşıma/Yağın gerekmez aşıma/Yeter zehirin katmasın”, “Daha senden gayrı âşık mı yoktur/Nedir bu telâşın vay deli gönül/Hele düşün devri âdem’den beri/Neler gelmiş geçmiş say”, “Nesimi der ki, ey füze yapanlar/Acımasız zalim cana kıyanlar/Bırak ey yaşasın bütün insanlar/Barış güvercini uçsun dünyada”, “Pazarlık mı olur Adil dükkanda/Meyl-i muhabbetim de kaldı yar sende/Bu divan olmazsa ulu divanda/Benim sualim verir mi/Bahçede açılmış yar gonca güller/Gülün figanından sefil bülbüller/Aşıktan Maşuğa da sarılan kollar/Bin yıl yerde yatsa çürür mü”,  “Ben cismimi yaktım nara/Gönlüm uğradı efkara ya dost ya dost/Ah tecellim yok bahtım kara bahtım kara/Şen değil gönlüm şen değil ya dost ya dost”, “Bu nasıl bir derttir dermanı yoktur/Bedenimde değil ruhumda sızı/Görünmez bir yara acısı çoktur/Bedenimde değil ruhumda sızı.”, “Gel dilber ağlatma beni Şah-ı Merdan aşkına/Dü cihanın ranimasi Şiir-i Yezdan aşkına/Şahım Hasan Pir Hüseyin Kerbela meydan için/Lütfedip bağışla cürmüm Ali Süphan aşkına”

Deyişleri, nefesleri ve türküleriyle her dem bu coğrafyanın hafızasında yerini alan Nesimi ne yazık ki 2 Temmuz 1993’te Sivas’taki o menfur olayda yanarak ölen 35 Can’ın arasındaydı. Bir ozan, bir hafıza, bir değer ne yazık ki yozluğa, yobazlığa, lanet olası bir şekilde kurban edildi. Mezarı İstanbul Karacaahmet’tedir.

Ruhu şadolsun!

Muaz ERGÜ

Kaynaklar:   * Makbule Oral, Erol Deran, Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2018, Cilt: 11, Sayı: 21, 53-68.

** Aşık Nesimi ve eşinin bilinmeyen öyküsü