ULUSAL KÜLTÜRÜMÜZÜN YOZLAŞMA SÜRECİ(I)

0
615

Emperyalizmin en sinsi ve en tehlikeli olanı, kültür emperyalizmidir. Emperyalist ülke bu yoldan, hedef aldığı ülkenin ulusal kültürünü bozar, yozlaştırır, unutturur. Yerine kendi kültür değerlerini koydurur. Hedef aldığı ülkeyi ve insanları kültür ve zihniyet bakımından bir sömürge haline getirir; Nihai hedefi ekonomiktir: avladığı ülkenin kaynaklarına, pazarlarına el koyar. İçerde işbirlikçileri de vardır.

Ulusal kültür bir milletin maddî ve manevi sahip olduğu her şeydir: Ortak tarihi, ortak dili, fikirleri (dünya görüşü, ortak ülküsü), dini, tekniği, araçları, ekonomisi, kurumları, kendine özgü edebiyatı, müziği, mutfağı, giyimi, yerleşim biçimleri… Ulusal kültür bir milleti millet yapan unsurların başında gelir.

  • Bizim ülkemiz de kültür emperyalizmine sahne olmuştur. Bizim de kültürümüz kayıplara uğramış, gelişip serpilmesi sekteye uğramıştır. Bu yozlaşmayı günümüzde daha şiddetli olarak yaşıyoruz. Neden böyle oluyor? Değişik sebepler sayılabilir. Başta gelen bir sebep milletimizin kalkınma ve çağdaşlaşma emel ve girişimidir.

Bununla birlikte önce şunu vurgulamalıyız ki, yeryüzünde saf, katışıksız bir kültür yoktur. Her milletin dili, edebiyatı, mimarisi, musikisi, zihniyeti, kurumları, yaşam biçimleri diğer kültürlerden etkilenmiş, beslenmiştir. Fransız felsefeci Alain’in (1868-1951) güzel bir benzetmesi vardır, şöyle diyor: “Arslanın vücudu avladığı diğer hayvanların vücudundan oluşur; ama arslan her zaman arslandır, hep kendisidir.” Kitle iletişim araçlarının baş döndürücü bir hızla geliştiği dünyamızda, ulusal kültürün özünü korumak koşuluyla, değişmek ilerlemenin vazgeçilmez bir koşuludur. Geleneklerine çok bağlı bilinen Japonlar da zamanla Batı’nın kültürel etkisine açılmak zorunda kalmıştır. Tehlike ne zaman kendisini gösterir?  Yabancı kültürden etkilenme aynileşme, taklit, kopya şeklini almaya başladığı zaman!  İşte bu durumla birlikte, kültürel yozlaşma ve hemen ardından millet olarak çöküş süreci de başlamış demektir! Çünkü ulusal kültür millet varlığının belkemiğidir.

  • Bir toplumun başka toplumlardan kültür ithal etmesi başlıca iki yoldan olur: Biri dış zorlamayla… Diğeri, toplumun kendi bilinçli istek ve girişimiyle… Birinci şekil, ‘kültür emperyalizmi’ dediğimiz şeydir. Osmanlı tarihinde ‘parlak’ örnekleri vardır. İkincisi, ilerleme ve çağdaşlaşma sürecinden kaynaklanır. Türk Devrimi bir örneğidir. Ne yazık ki, bu şekil zamanla yozlaşabiliyor, kültür emperyalizminin, bunun etkilerinin önünü açabiliyor. Türkiye’de böyle olmuştur.

Yabancı kültürün başlıca giriş kanalları medya, basın, TV yayınlarıdır. Son yıllarda kaydedilen teknik ilerlemeler bu kanalların etkilerini çok zararlı, devasa boyutlara taşımıştır.

Bugün ülkemizde kültürel yozlaşma en açık ve en etkileyici şekilde TV kanallarından kaynaklanıyor.  Kâr etmekten başka bir amaç gütmeyen TV kanalları kültürel yozlaşmanın belki de birinci kaynağı durumundadır. Programlar, filmler, diziler geniş ölçüde yabancı kültür unsurları içeriyor.  Bu unsurlar bilgi ve ahlak bakımından son derecede olumsuzdur. Sürekli olarak bu tür programlarla karşılaşan seyirciler; yabancı hayatlara özeniyor, kendi kültürünü küçümsüyor, hatta dışlıyor.  Gördüğü yabancı karakterleri örnek alıyor, onlar gibi olmaya heves ediyor, ‘snop’laşıyorlar.

Sonuçta, ulusal kültür büyük kitlelerce geri plana itilmiş oluyor; ulusal kural, kurum ve değerler yıpranıyor, kaybolmaya başlıyor. Kültürel yozlaşma giderek genişliyor, bütün topluma yayılıyor.

Prof. Dr. Cihan DURA

Kaynaklar: CihanDura,https://www.cihandura.com/tr/makale/CAGDASLASMANIN_ULUSAL_KULTUR_BAKIMINDAN_ARZETTIGI_BUYUK_TEHLIKE_VE_BUNDAN_KACINMANIN_YOLU; Fırat Çur, “Kültürel Yozlaşmanın Neden ve Sonuçları ve Alınacak Önlemler”, https://firatcur.wordpress.com/kulturel-yozlasmanin-neden-ve-sonuclari-ve-alinacak-onlemler/